Cumartesi, Mayıs 18, 2024

Pasarofça Antlaşması ne zaman imzalandı? Önemi ve sonuçları nelerdir?

Share

Pasarofça Antlaşması Sırbistan’ın Pasarofça şehrinde imzalandığı için bu şehrin ismiyle anılmıştır. Antlaşmanın imzalanma tarihi 21 Temmuz 1718’dir. Temel olarak Pasarofça Antlaşması, 1715-1718 yılları arasında meydana gelen Osmanlı, Avusturya ve Venedik Savaşları’na son veren bir antlaşmadır.

Soru ve Cevaplarla Pasarofça Antlaşması

  • Pasarofça Antlaşması nedir?

Pasarofça Antlaşması Osmanlı, Avusturya ve Venedik Devletleri arasında süregelen savaşları (1715-1718) bitiren barış antlaşmasıdır. Pasarofça antlaşması 20 maddeden oluşur ve ilk yedi maddesi sınırların tayin ve tespiti ile ilgilidir. Sınırların tayin ve tespiti için her iki taraftan iki diplomat (Osman Efendi ve Antonio Loredan) görevlendirilmiştir.

  • Pasarofça Antlaşması ne zaman imzalanmıştır?

Pasarofça Antlaşması 21 Temmuz 1718 tarihinde imzalanmıştır. Ancak sınırla ilgili çalışmalar çok uzun sürdüğü için kesin sınırlar 6 Ekim 1721 tarihinde tam olarak çizilebilmiştir. Çünkü muhadditlik (sınır belirleyici) görevinde bulunan Osmanlı diplomatları bölgenin coğrafi ve tarihsel yapısı hakkında yeterli donanıma sahip bulunmuyordu.

  • Pasarofça Antlaşması hangi padişah döneminde imzalanmıştır?

Pasarofça Antlaşması Osmanlı Devleti’nin 23. padişahı olan III. Ahmed döneminde imzalanmıştır. III. Ahmed 1703-1730 yılları arasında hüküm sürmüştür.

  • Pasarofça Antlaşması hangi devletler arasında imzalanmıştır?

Pasarofça Antlaşması Osmanlı Devleti, Avusturya (Habsburg) Devleti ve Venedik Cumhuriyeti arasında imzalanmıştır. Bu üç devlet 1715-1718 yılları arasında toprak hakimiyeti için birbiriyle savaşmıştır. Daha fazla bilgi için 1715-1718 Osmanlı-Avusturya-Venedik Savaşı isimli maddeye göz atabilirsiniz.

  • Pasarofça Antlaşması’nın önemi nedir?

Pasarofça Antlaşması’nın önemini anlayabilmek adına son 20 yılda yaşanan gelişmelere bir göz atmak gerekir. Osmanlı Devleti 1699 yılında imzaladığı Karlofça Antlaşması ile 150 yıl elinde bulundurduğu büyük bir ülkeyi, Macaristan’ı kaybetmişti. Bunun yanı sıra Mora Yarımadası, Venediklilerin eline geçmişti. Silkelenip kendine gelen Osmanlılar, 1711’deki Prut Seferi’nde önemli kazanımlar elde etti ve bu seferin getirdği özgüvenle Venedik’e kaybettiği yerleri geri alabileceğini öngörmeye başladı. Osmanlı Devleti’nin Venedik Cumhuriyeti’ne savaş açarken öne sürdüğü meşru gerekçeler şu şekilde sıralanabilir:

  1. Katolik Venediklilerin Ortodoks mezhebine mensup Mora halkı üzerinde baskı uygulayarak buradaki Rumları rahatsız etmesi ve bu durum karşısında Fenerli Rumların harekete geçmesi.
  2. Osmanlı Devleti’nin Karlofça Antlaşması ile Venedik’e bıraktığı Mora Yarımadası‘nı geri almak istemesi
  3. Venedik Cumhuriyeti’nin Osmanlı toprağı Karadağ’da isyan çıkarması ve çıkan isyanlara yardımcı olması
  4. Venedik korsanlarının Karlofça Antlaşması’nın hükümlerine aykırı davranması ve Akdeniz’deki Osmanlı gemilerine, yani Osmanlı ticaretine zarar vermesi
  • Pasarofça Antlaşması’nın Osmanlı Devleti açısından sonuçları nelerdir?

Pasarofça Antlaşması’nın Osmanlı Devleti açısından başarılı ve başarısız olarak ayırabileceğimiz sonuçları vardır. Başarılı sonuçlardan en önemlisi, Osmanlı Devleti’nin Mora’yı istirdad ettiğini (yeniden ele geçirdiğini) bir antlaşma metniyle Avrupa devletlerine kabul ettirmesi olmuştur. Başarısız sonuçlardan en önemlisi ise Osmanlı Devleti’nin Macaristan’ı Avusturya’yı terk ettiğini kabul etmesi olmuştur. Osmanlı Devleti’nin ilk olarak 1526 yılında Mohaç’ta ele geçirdiği bu ülke 1699 yılında imzalanan Karlofça Antlaşması ile Avusturya’ya terk edilmişti. Ancak Osmanlılar Macaristan’ı geri alabileceğine inanıyordu. Fakat bu uğraşları başarılı olmadı. Osmanlı Devleti Pasarofça Antlaşması ile Macaristan’ı bir daha geri alamayacağını anlamış oldu.

Bir diğer başarısızlık örneği ise Osmanlı Devleti’nin Bosna, Dalmaçya ve Arnavutluktaki tüm kale ve adaları Venedik’e bırakması oldu. Yani Osmanlıların Dalmaçya kıyılarındaki egemenliği zayıfladı. Balkanların Batı Avrupa ile iletişimi güçlendi. Çünkü Venedik, doğu ile batı arasındaki en önemli iletişim kaynağıydı. Bu nedenle Venedik için sık sık ‘Batı’nın Doğu’ya açılan kapısı’ denilmektedir. Bu konuda daha fazla bilgi sahibi olmak için yazımızdaki ‘Görüşler’ isimli başlığa müracaat edebilirsiniz.

  • Pasarofça Antlaşması’ndan sonra nasıl bir harita ortaya çıktı?

Pasarofça Antlaşması haritası aşağıda gösterilmiştir. Bu haritada Karlofça ile oluşan sınırları, Pasarofça ile oluşan sınırları, Venedik Cumhuriyeti’nin 1718’deki sınırlarını ve Dubrovnik şehir devletinin kendisine ait sınırları bulabilirsiniz.

Maddeleri

Avusturya ile yirmi madde üzerine imzalanan Pasarofça Antlaşması’nın ilk yedi maddesi sınırların tayin ve tespiti ile ilgilidir. Bu maddeler şu şekildedir:

  1. Eflâk ve Boğdan’ın bir tarafı Lehistan bir tarafı Erdel hududuna bağlı olan hudutları eskisi gibi kalacak ve herhangi bir saldırıda bulunulmayacaktır. Eflâk vilayetinden Ölet (Aluta) suyunun karşısında bulunan Temeşvar Kalesi antlaşmanın esası olan “alâ hâlihi” ilkesi gereğince Avusturya’ya bırakılacak. Ölet Nehri’nin doğusu Osmanlı Devleti’nin elinde, Batı tarafı Avusturya’nın elinde olduğu için, Erdel tarafından akan Ölet suyunun Tuna Nehri’ne döküldüğü yere varınca ve ondan sonra Tuna Nehri kıyılarıyla İrşeve’ye varmadan önce karşı yakadan Timok suyunun Tuna’ya döküldüğü yerin karşısındaki bölgeye kadarki sular taraflar arasında sınır olarak belirlendi. Yine daha önce Maroş Nehri’nde olduğu gibi her iki tarafın reayasının da ortaklaşa bir şekilde hayvanlarını sulamak ve balık avlamak gibi faaliyetlerini ifa etmelerine izin verildi. Erdel tarafından Nemçe’nin ve reayalarının büyük gemileri Ölet suyuyla Tuna Nehri’ne kendi hallerinde gelip gidebileceklerdir. Eflak reayasına bağlı balıkçı sefineleri ve kayıkları çalışırken hiçbir engelle karşılaşmayacaktır. Değirmen sefineleri sınırlarda zapt edilenlerin marifet ve ittifakı ile tüccar sefinelerinin geçişine engel olmayacak ve istedikleri bölgelere giderek birbirlerine iyi muamele edeceklerdir. Osmanlı Devleti’ne bağlı olan Eflâk ve diğer orta halli yerlerden savaş zamanında Avusturya tarafına gidenler antlaşma gereğince geri gelerek kendi hallerinde oturacaklar, tüm eşya ve arazilerine sahip olabileceklerdir.
  2. Timok suyunun Tuna Nehri’ne döküldüğü yerden, Timok Nehri’nin ortasından tahminen on saat yukarı gidildiğinde yer alan Timok suyu her iki taraf arasında hudut olacaktır. İsperlek Banesi? Osmanlı Devleti’nde kalacak, buna karşılık Rasova Avusturya’da kalarak, buradan dağlar arasından gidilerek, Perakin’e varılacaktır. Ardından bölge Avusturya’da kalırken, Racna Osmanlı Devleti’nin elinde kalmak üzere ikisinin ortasından geçilerek Üstolac’a varılacak ve oradan Küçük Morova geçilerek Çaça’ya gidilecektir. Daha sonra Çaça ve Bilane arasından geçilerek önce Bedka’ya, ardından da Dirin suyu kenarında bulunan Beline’ye gelinecektir. Bu şekilde adı geçen Perakin, Üstolac, Çaça, Bedka, Beline ve Belgrad kaleleri Avusturya’nın zabtında olduğundan yine Avusturya’ya bırakılacaktır. Bu arada adı geçen bölgelerden Çokol ve Racna ise Osmanlı Devleti’ne bırakıldı. Bu şekilde belirlenen hudutda yer alan Timok suyundan ise her iki tarafın reayasının da ortaklaşa istifade etmeleri kararlaştırıldı.
  3. Dirin suyundan Una suyuna giderken ikisinin arasında yer alan Sava Nehri’nin iki sahilinde kapalı bulunan kaleler, palankalar, Roma İmparatoru’nun askeriyle muhafaza olunacak ve “alâ hâlihi” ilkesi gereğince Avusturya’ya bırakılacaktır. Yani Sava Nehri tüm sahilleri ile Roma İmparatoru’nun yönetimine bırakıldı.
  4. Una suyunun Sava Nehri’ne döküldüğü yerden başlayarak, Osmanlı Devleti’ne bağlı olan Novi-i Âtik bölgesine gelinceye kadar adı geçen nehrin doğusunda bulunan Yasanofça ve Dubçe (Dobiçeve) ile birkaç kule ve ada Roma İmparatoru’nun askeriyle muhafaza olunduğundan, yine “alâ hâlihi” ilkesi gereğince Avusturya’ya bırakılacaktır.
  5. Kırvaçya tarafında bulunan Una suyunun karşısındaki Novi-i Cedid palankası Roma imparatoruna ait iken Karlofça Antlaşması’ndaki sınırların tespiti sırasındaki karışıklık sonucu yıkılarak arazisi Osmanlı Devleti’ne teslim edilmişti. Adı geçen bu Novi-i Cedid palankası Roma İmparatorunun hatırı için yine imparatora verilerek, hududundaki tüm yerler ve bütün arazisi imparatorun yönetimine bırakılacaktır.
  6. Una Nehri’nin Kırvaçya tarafındaki Sava suyu sınır muhafızları tarafından korunacaktır. İki tarafın ellerinden olan yerler Karlofça’da olduğu gibi yine ellerinde olacaktır. Yine Karlofça’da olduğu gibi iki tarafın elinde bulunan kaleler tamir edilecektir. Belirtilen yerlerin dışında varoşlar yapılmayacaktır.
  7. Barış antlaşması her iki tarafın tayin ettiği güvenilir kişiler tarafından ve her iki tarafın da rızasıyla kararlaştırılan maddeler üzerine yapılmıştır. Ancak antlaşmada belirtilen sınırların tespit ve tahdidi için her iki tarafın bir an önce komisyonlar oluşturarak, hudut bölgesine gönderilmesi ve mümkün olur ise iki ay içerisinde sınırların tespit işlemlerinin yapılması kararlaştırıldı.

Maddelerin alındığı yer için, bkz: Uğur Kurtaran, “Pasarofça Antlaşması’na göre yapılan sınır tahdit çalışmaları ve belirlenen yeni sınırlar, Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi, c. 11, sy. 55, 2018. s. 289-90)

Görüşler

Maria Pia Pedani, Pasarofça Antlaşması’nın Osmanlı, Avusturya ve Venedik arasındaki karasal sınırların devamı olarak ele alındığını ifade etmiştir. Ona göre Osman Efendi ve Antonio Loredan isimli iki diplomat Vonitsa ile Preveze arasındaki küçük uçuruma ulaşmuş ve deniz sularını sınırlandırmaya devam edip edemeyeceklerini, bir top atışının menzilini nasıl değerlendirebileceklerini merak etmiştir. Bunun için Arta kadısı Mehmed’e bir rapor hazırlatmalarına karşılık soruyu üstlelerine iletmeyi tercih etmişlerdir. (Pedani, 2017, s. 94)

Nikola Samardžić‘a göre, Doğu Avrupa yavaş yavaş Modern Avrupa ile yakınlaşıyordu. 18. yüzyıldan önce Osmanlı fetihleri Güneydoğu Avrupa ile Batı Avrupa arasındaki etkileşimin gerçekleşmesinin önüne geçmiştir. Samardžić, Güneydoğu Avrupa’nın, yani Balkanların batıda modernleşmenin hızını artıran siyasi yeniliklerden etkilenmediğini ifade etmiştir. (Samardžić, 2011, s. 9) 

Daha fazla okuyun

Yeni İçerikler