Anasayfa

Yeni Yazı

Katkılarım

İstatistikler

Katkıda bulun

Profil

Oğuz Atay Kimdir? Ne zaman öldü? Oğuz Atay’ın en sevilen kitapları ve sözleri…

0 5 üzerinden
- Reklam -

Oğuz Atay Kimdir?

Oğuz Atay, 12 Ekim 1934’te Kastamonu’nun İnebolu ilçesinde doğmuştur. Babası, ağır ceza yargıcı, aynı zamanda CHP 6. ve 7. dönem Sinop, 8. dönem Kastamonu vekili Cemil Atay’dır. İlk ve ortaokulu Ankara’da okuyan Atay, 1951’de bugünkü adı TED Ankara Koleji olan Ankara Maarif Kolejinden, 1957’de İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesinden mezun oldu. Askerliğini 1957-59 yılları arasında yaptıktan sonra tamir ve kontrol elemanı olarak Kadıköy vapur iskelesinin yapımında çalıştı. Görevinden istifa ettikten sonra İstanbul Devlet Mühendislik ve Mimarlık Akademisi (şimdiki Yıldız Teknik Üniversitesi) İnşaat Bölümü’nde öğretim üyesi oldu. 1975’te doçent olan Atay, Topografya adlı bir de mesleki kitap yazdı. Çeşitli dergi ve gazetelerde makale ve söyleşileri yayımlandı. Oğuz Atay, Tutunamayanlar’ın 1971-72’de yayımlanmasından sonra, önemli bir tartışmanın odak noktası oldu. Bu romanıyla 1970 TRT Roman Ödülü’nü kazandı. Roman, Oğuz Atay’ın 20. ölüm yıldönümü olan 1997 yılında UNESCO tarafından 20. yüzyıl Türk edebiyatının en seçkin eseri olarak seçilmiştir.

Atay’ın büyük etki yaratan eseri Tutunamayanlar’ı 1973’te yayımladığı Tehlikeli Oyunlar adlı ikinci romanı izlemiştir. Hikâyelerini Korkuyu Beklerken başlığı altında toplayan Atay, 1911-1967 yılları arasında yaşamış ve aynı zamanda hocası olan Prof. Mustafa İnan’ın hayatını konu edinen Bir Bilim Adamının Roman’ını 1975 yılında yayımlamıştır. 1973 yılında yayımlanan Oyunlarla Yaşayanlar adlı oyunu, Devlet Tiyatrosu’nda sahnelenmiştir.

- Reklam -

Oğuz Atay ne zaman öldü?

Atay, beyninde çıkan habis bir tümör nedeniyle büyük projesi “Türkiye’nin Ruhu”nu yazamadan 13 Aralık 1977’de, arkadaşı Altay Gündüz’ün Mecidiyeköy’deki evinde hayatını kaybetmiştir. Atay, Edirnekapı Mezarlığı Sakız Ağacı mevkiine defnedildi.

Oğuz Atay Kimdir?

Öldükten sonra 1987’de Günlük, 1998’de ise Eylembilim adlı kitapları yayımlanmıştır. Sağlığında hiçbir kitabı ikinci baskı bile yapamayan Atay’ın kitapları ölümünden sonra büyük ilgi gördü ve defalarca basıldı. Yıldız Ecevit’in hazırladığı Oğuz Atay biyografisi “Ben Buradayım…” – Oğuz Atay‘ın Biyografik ve Kurmaca Dünyası 2005 yılında yayınlandı.

Korkuyu Beklerken eseri 2008 yılında Öteki Tiyatro tarafından tiyatro oyunu olarak sahnelenmiştir. Tehlikeli Oyunlar romanı, 2009 yılında Seyyar Sahne tarafından aynı adla tiyatro oyunu olarak uyarlanarak sahnelenmeye başlanmış ve hâlen sahnelenmektedir. Bir Bilim Adamının Romanı adlı biyografik eseri de 2012 yılında Bir Bilim Adamının Oyunu: Mustafa İnan adıyla Te Sahne tarafından tiyatroya uyarlanarak sahnelenmeye başlanmıştır.

Eserlerinde düşle gerçeğin birbirine karışması, üst kurmacanın kurgunun ana ilkesi olması Oğuz Atay’ı postmodernist roman kategorisinde eser veren ilk Türk yazar yapmıştır. Oğuz Atay, özellikle Tutunamayanlar romanında, modern şehir yaşamı içinde bireyin yaşadığı yalnızlığı, toplumdan kopuşları ve toplumsal ahlaka, kalıplaşmış düşüncelere yabancılaşan, tutunamayan bireylerin iç dünyasını anlatır. Yapıtları eleştiri, mizah ve ironi barındırır. Kastamonu Valiliği kendisi adına 2007 yılından beri Oğuz Atay Edebiyat ödülleri vermektedir.

OĞUZ ATAY’IN ESERLERİ

  • Tutunamayanlar (1972)
  • Tehlikeli Oyunlar (1973)
  • Bir Bilim Adamının Romanı (1975)
  • Korkuyu Beklerken (1975)
  • Oyunlarla Yaşayanlar (1975)
  • Günlük (1987)
  • Eylem bilim (1998)

OĞUZ ATAY’IN EN SEVİLEN SÖZLERİ

  • Başkalarının yaptıklarını silmeye çalıştım; mürekkeple yazılmışlar oysa. Ben kurşun kalem silgisiydim, azaldığımla kaldım.
  • Şimdi al yalnızlığımı ört üzerine Olric. Belki o vakit bırakıp her şeyi. Gelirim bir yerlerden başlamak için yeniden…
  • Öyleyse, ben de hayatımın sonuna kadar aynı yerde kımıldamadan oturacağım. Herkes istediği kadar koşsun. Beni anlayacak insan, oturduğum yerde de beni bulur…
  • Bizi başkaları anlamaz sevgi. Başkalarının aklı başkadır. Bu yüzden ikimizi hep garip bakışlarla süzmüşlerdir. Şimdi beni de garip, bakışlarla süzenler var. Ben onlara aldırmıyorum. İnsanların beni beğenip beğenmemeleri umurumda değil artık. Ben kendimi tanımakla ilgiliyim.
  • Kolundaki yaralar efendim? Tutunurken öyle oldu Olric. Ya yüreğindeki yaralar efendim? Tutulurken öyle oldu Olric! Peki ya gözlerindeki suskunluk; ne efendim. Hiç dokunma. Sus Olric.
  • Oysa bazı insanlar vardır; en çamurlu yerlerden bile kolalı beyaz gömleklerini ve açık renk pantolonlarını kirletmeden çıkarlar. Böyle adamlar hayatta başarıya ulaşırlar.
  • En tehlikeli kelime ama’dır. Önceden söylenen her söylemi veya kelimeyi öldürür! Mesela, seni seviyorum ama gibi…
  • Çok yükseğe çıkamam; bende yükseklik korkusu var. Kimseyi yarı yolda bırakamam; bende ‘alçaklık’ korkusu var.
  • İnsan nedir bilir misin Olric? Nedir efendimiz? Ağaçları kesip onlardan kâğıt yapan sonra da o kâğıtlara “ağaçları koruyunuz” yazandır.
  • Ve yalnızlık kelimeyle birlikte yaşadı insanın içinde, kelimeler yalnızlığı anlattı ve yalnızlığın içinde eriyip kayboldu. Yalnız kelimeler dindirdi acıyı ve kelimeler insanın aklına geldikçe yalnızlık büyüdü, dayanılmaz oldu.
  • Yemek koyulurken, “Bu kadar yeter” dedikten sonra mutlaka bir kaşık daha yemek koyan kişiye ‘anne’ denir. Ve o her şeye değerdir.
  • Yalnızlığına iyi bak, sahip çık. Kaç kişinin emeği var onda kim bilir?
  • İçimden şehirler geçiyor, sen her durakta duruyor, inmiyorsun.
  • Zaman her şeyin ilacıysa, fazlası intihara girmez mi?
  • Zaten senin ‘hiçin’ fesat…
  • Koca bir ömrü harcamak dedikleri gerçeğin altını seninle çizdim ben. sozadresi.com
  • Elimde değil Olric! Ne efendimiz. Elleri Olric elleri.
  • Tabiat, sırlarını bakmasını bilene açıklarmış.
  • Neden sadece bir hayal ürünüsün Olric. Siz gerçeksiniz de ne oluyor efendimiz.
  • Herkes birikmiş bizi seyrediyor. Dağılın! Kukla oynatmıyoruz burada. Acı çekiyoruz.
  • Beklenen hep geç geliyor; geldiği zaman da insan başka yerlerde oluyor.
  • Yalnızlığı çok seversek, bir gün o da çekip gider mi?
  • Ne zaman hayata tutunmaya çalışsak, hep mahrem yerleri geldi elimize.
  • Cam kırıkları gibidir bazen kelimeler; ağzına dolar insanın. Sussan acıtır, konuşsan kanatır.
  • İyi geçinmek iki kişinin kusursuz olmasıyla değil, birbirlerinin kusurlarını hoş görmesiyle olur…
  • İki kadına adamak istiyorum hayatımı. Biri “erkeğim” desin bana, diğeri sadece baba.
  • Kimseye göstermem üzüntümü. Gündüz gülerim, geceleri yalnız ağlarım.
  • Ben ölmek istemiyorum. Yaşamak ve herkesin burnundan getirmek istiyorum.
  • Kafam cam kırıklarıyla dolu doktor. Bu nedenle beynimin her hareketinde düşüncelerim acıyor.
  • İnsan çok sevdiği halde neden her defasında terkedilir. Ve beklenenler, neden hep vazgeçildikten sonra gelir.
  • Siz bilmezsiniz albayım, insanlık tek başına kollarımda can verdi. Yanında kimseler yoktu.
  • Ne zoruma gidiyor biliyor musun Olric? O’na yazdıklarımı o’ndan başka herkes okuyor.
  • Biliyor musun Olric. Artık yalnızlığı bile çok seviyorum, sırf onun eseri diye… sozadresi.com
  • Gelir mi dersin Olric. Gelmez, gelemez efendimiz. Neden Olric. Yüreği o kadar büyük sevemez de ondan efendimiz.
  • Daha kaç kez ıskalayacağız hayatı Olric. Oklarımız bitene kadar efendim.
  • Neden yalnızlıktan şikayetçidir ki insan. Ne yani, mutlu olması için bir sevgiliye mi muhtaçtır her zaman.
  • Biliyor musun Olric, benim birçok dostum var. Görüyorum efendimiz, hepsinin sırtınızda izleri var.
  • Kötü bir resim asarım korkusuyla hiç resim asmadım; kötü yaşarım korkusuyla hiç yaşamadım.
  • Hiç kimseyi anlamıyorum. İnsanların arasına karışıp onlara uyduğum için de kendimden nefret ediyorum.
  • Nedensiz ve sebepsiz sevdim seni. Çünkü bir sebebi olsa, aşk olmazdı bunun ismi.
  • Hayatımın başı ve sonu belliydi; hiç olmazsa ortasını kaçırmamalıydım.
  • Onunla ne zaman lades oynasak hep o kazandı. Kalbimdeyken nasıl aklımda derdim.
  • Söyle evladım’ diye teselli ederdi annem beni. Söyle de içine hicran olmasın. Hicran oldu anne.
  • Kimsenin yaşantısını beğenmedim. Kendime uygun bir yaşantı da bulamadım.
  • Seni seviyorum ve yalnız seni görüyorum. Seninle ilgiliyim başka her şeyi unutuyorum. Sözün gelişi değil bu; ben sözümün eriyim başka anlamları olsaydı sözlerimin başka anlamlara uygun kelimeler bulurdum…
  • İnsanlar bozuk para gibidir. İki seçenek vardır; yazı ya da tura. Bir yüzünü gösterirken bize diğer yüzünü zaman gösterecektir.
  • Can çekişmek nasıl bir şey bilir misin Olric? Hayır efendimiz, nasıl bir şey . Ona söyleyebileceğin o kadar şey varken susmaktır Olric.
  • Bir yerde söz biter. İki kişi karşılıklı kendini tekrarlamaya başlar. Yeni başlayan ilişkiler bile eskir böylece. Hemen kaçacaksın ki aklın orada kalsın.
  • Fotoğraf çekilerken, nedense kendimizi gülümsemek zorunda hissediyoruz. Yani aslında ona bile mutluluk oyunu oynuyoruz.
  • Hayır, dostum ben en acıklı anlarımda bile güldürücü sözler bulan bir insanım, kendime acımam bundandır.
  • Artık gelecek planlarımı hayattan gizli yapıyorum. Sanki hayat, işini gücünü bırakıp planlarımı bozmak için her şeyi yapıyor.
  • Son bir şans daha verme, sevgine layık olmayana. Merak etme, aşk yürek işidir ve yüreği olmayanın kalbi kırılmaz nasılsa.
  • İnsan seviyorsa kaybetmekten korkar. Kıskançlık da bir kaybetme korkusudur. Kıskanmıyorsa eğer; yeterince sevmiyordur.
  • Sigarayı bırak artık diyordun ya bana, ben de bırakmıyordum. Çünkü senin, benim için üzülüyor olmana içten içe seviniyordum.
- Reklam -

Görüş, öneri, şikayet ve iş birliği teklifleri için [email protected] adresine e-posta gönderebilirsiniz.

İlgini çekebilecek gündemler

İçeriklerimizden haberdar olun

Html code here! Replace this with any non empty raw html code and that's it.
bunu boşver. şöyle yapalım. aşağıdaki kodu türkçe sayfasına yerleştireceğim. her şey aynı, yalnız dil değişecek ve Türkçe yapacağız. tüm kodu buna göre eksiksiz ve tam güncelle!