Dua Lipa’nın “Training Season” adlı şarkısı, ilişkilerde doğrudan ve açık iletişimin önemini vurgulayan, kendine güvenen bir tavırla doludur. Şarkıda, sanatçı bir partnerden beklentilerini ve arzularını dile getirirken, aynı zamanda geçmiş ilişkilerinden edindiği deneyimlerden ve bu ilişkilerden öğrendiği derslerden bahsediyor. “Training season’s over” ifadesi, ilişki konusunda daha fazla öğrenme veya başkalarını eğitme sürecinin sona erdiğini, artık ne istediğini bilen ve bunu net bir şekilde ifade edebilen biri olduğunu vurgular. Bu, ilişkideki oyunların, belirsizliklerin ve eğitimin sona erdiğini; artık ciddi, açık ve doğrudan bir ilişki arayışında olduğunu gösterir.
Şarkı, derin bir duygusal bağ ve anlayış arayışını dile getirirken, aynı zamanda güçlü bir kişisel sınırların ve özsaygının önemini de vurgular. Sanatçı, ilişkilerdeki dinamikleri bir ‘rodeo’ya benzeterek, heyecan verici ama aynı zamanda kontrol gerektiren bir deneyime işaret eder. Bu benzetme, ilişkideki tutku ve dinamizmi, ama aynı zamanda gerektiğinde durumu yönetebilme ve kontrolü ele alabilme ihtiyacını da simgeler.
Genel olarak, “Training Season” şarkısı, Dua Lipa’nın kendinden emin, kararlı ve bağımsız bir kadın olarak kişisel büyümesini ve ilişkilerdeki olgunluğunu sergilediği bir parça olarak yorumlanabilir. Bu şarkı, dinleyicilere de kendi ilişkilerinde ne istediklerini net bir şekilde ifade etmeleri ve kendi değerlerini bilerek hareket etmeleri konusunda ilham verebilir.
Şarkı sözleri & Türkçe çevirisi
Dua Lipa’nın Training Season şarkısının İngilizce olarak kaleme alınmış asli sözleri ve Türkçe çevirisi aşağıdadır.
Are you someone that I can give my heart to? | Kalbimi verebileceğim biri misin? |
Or just the poison that I’m drawn to? | Yoksa beni kendine çeken zehir misin? |
It can be hard to tell the difference late at night | Gece geç saatlerde farkı anlamak zor olabilir |
Play fair, is that a compass in your nature? | Adil oyna, doğanızda bir pusula mı var? |
Or are you tricky? | Yoksa hilekar mı? |
Cause I’ve been there | Çünkü oradaydım |
And baby, I don’t need to learn my lesson twice | Ve bebeğim, dersimi iki kez öğrenmeye ihtiyacım yok |
But if you really wanna go there | Ama gerçekten oraya gitmek istiyorsan |
You should know I | Bilmelisin ki |
I need someone to hold me close, deeper than I’ve ever known | Beni derinden saracak birine ihtiyacım var, daha önce hiç bilmediğim kadar |
Whose love feels like a rodeo, knows just how to take control | Aşkı bir rodeo gibi hissettiren, nasıl kontrolü ele alacağını bilen birine |
When I’m vulnerable, he’s straight-talking to my soul | Kırılgan olduğumda, doğrudan ruhuma hitap eden birine |
Conversation overload, got me feeling vertigo | Konuşma yükü beni baş döndürücü hissettiriyor |
Are you somebody who can go there? | Oraya gidebilecek biri misin? |
Cause I don’t wanna have to show ya | Çünkü sana göstermek istemiyorum |
If that ain’t you, then let me know, yeah | Eğer o sen değilsen, bana haber ver |
Cause training season’s over (training season’s over) | Çünkü hazırlık dönemi bitti (hazırlık dönemi bitti) |
I tried to see my lovers in a good light | Aşıklarımı iyi bir ışıkta görmeye çalıştım |
Don’t wanna do it just to be nice | Sadece kibar olmak için yapmak istemiyorum |
Don’t wanna have to teach you how to love me right | Beni doğru sevmeyi öğretmek zorunda kalmak istemiyorum |
I hope it hits me like an arrow | Umarım bir ok gibi beni vurur |
Someone with some potential | Biraz potansiyeli olan birisi |
Is it too much to ask for, who understands? | Anlayışlı birini istemek çok mu fazla? |
I need someone to hold me close, deeper than I’ve ever known | Beni derinden saracak birine ihtiyacım var, daha önce hiç bilmediğim kadar |
Whose love feels like a rodeo, knows just how to take control | Aşkı bir rodeo gibi hissettiren, nasıl kontrolü ele alacağını bilen birine |
When I’m vulnerable, he’s straight-talking to my soul | Kırılgan olduğumda, doğrudan ruhuma hitap eden birine (eğer o sen değilsen, bana haber ver) |
Conversation overload, got me feeling vertigo | Konuşma yükü çünkü hazırlık dönemi bitti |
Are you somebody who can go there? | Oraya gidebilecek biri misin? |
Cause I don’t wanna have to show ya | Çünkü sana göstermek istemiyorum |
If that ain’t you, then let me know, yeah | Eğer bu sen değilsen, bileyim o zaman |
Cause training season’s over | Çünkü hazırlık dönemi bitti |
Can you compete? | Yarışabilir misin? |
Now is your time | Şimdi senin zamanın |
Run when you hear that whistle blow | O düdüğü duyunca koş |
Are you on my team? | Benim takımımda mısın? |
Or stuck on the sidelines waiting for someone to tell you to go? | Kenarda birinin gitmeni söylemesini bekleyerek mi takılıyorsun? |
For someone to tell you to go | Birinin sana gitmeni söylemesini bekleyerek |
You should know I | Bilmelisin ki |
I need someone to hold me close, deeper than I’ve ever known | Beni derinden saracak birine ihtiyacım var, daha önce hiç bilmediğim kadar |
Whose love feels like a rodeo, knows just how to take control | Aşkı bir rodeo gibi hissettiren, nasıl kontrolü ele alacağını bilen birine |
When I’m vulnerable, he’s straight-talking to my soul (if that ain’t you, then let me know, yeah) | Kırılgan olduğumda, doğrudan ruhuma hitap eden birine (eğer o sen değilsen, bana haber ver) |
Conversation overload ’cause training season’s over | Konuşma yükü çünkü hazırlık dönemi bitti |
Cause training season’s over (training season’s over) | Çünkü hazırlık dönemi bitti (hazırlık dönemi bitti) |
Training season’s over | Hazırlık dönemi bitti |