Sabrina Carpenter‘ın “Please Please Please” şarkısı, modern ilişkilerde sıkça karşılaşılan güvensizlik ve hayal kırıklığı korkularını işleyen duygusal bir eserdir. Şarkıda, sanatçı sevgilisinden onu utandırmamasını ve hayal kırıklığına uğratmamasını rica ederken, aynı zamanda kendi içsel endişelerini ve hassasiyetlerini de dile getirir. Carpenter, güçlü ve ironik sözlerle, sevgi ve güvenin kırılgan doğasını ve ilişkilerdeki karmaşık dinamikleri ustalıkla işler. Şarkı, dinleyicilere, aşkın hem güzel hem de zorlayıcı yönlerini düşündürerek, derin bir duygusal bağ kurmayı başarır.
Tema ve sözlerin değelerlendirmesi
“Please Please Please” şarkısı, ilişkideki güvensizlik ve hayal kırıklığı korkusunu işleyen bir temaya sahiptir. Sabrina Carpenter, sevgilisinin onu utandırmasından veya hayal kırıklığına uğratmasından duyduğu endişeyi dile getirir. Sanatçı, sevgilisinden dürüst ve güvenilir olmasını isterken, kendi duygusal ve egosal hassasiyetlerini de ifade eder.
I know I have good judgement
I know I have good taste
It’s funny and it’s ironic
That only I feel that way
Sabrina Carpenter, iyi bir yargıya ve zevke sahip olduğunu düşündüğünü belirtiyor. Ancak, bu düşüncelerinde yalnız olduğunu ifade ediyor. Bu, sanatçının kendi algıları ve diğerlerinin görüşleri arasındaki farkı ortaya koyuyor. İyi zevki ve doğru kararlar alabilme yeteneğine sahip olduğunu bilmesine rağmen, bu görüşlerinin çevresindekiler tarafından paylaşılmaması durumu ironik bir şekilde vurgulanıyor.
I promise ‘em that you’re different
And everyone makes mistakes
But just don’t
Sanatçı, sevgilisinin diğer insanlardan farklı olduğunu ve herkesin hata yapabileceğini savunur. Ancak, bu noktada sevgilisine hata yapmaması için yalvarır. Bu, sanatçının sevgilisine duyduğu güvenin yanı sıra onun potansiyel hatalarından duyduğu korkuyu da gösterir. Herkesin hata yapabileceği gerçeğini kabul etse de, sevgilisinden bu tür hatalardan kaçınmasını istemektedir.
I heard that you’re an actor
So act like a stand up guy
Whatever devils inside you
Don’t let him out tonight
Sanatçı, sevgilisinin bir aktör olduğunu ve dürüst bir insan gibi davranmasını istediğini ifade eder. İçindeki olumsuz yanlarını bu gece dışarı çıkarmamasını ister. Bu, sanatçının sevgilisinin gerçek karakterini görme arzusunu ve aynı zamanda bu karakterin olumsuz yönlerinin ortaya çıkmasından duyduğu korkuyu yansıtır. Sevgilisinin bir aktör olarak dürüst ve güvenilir bir kişilik sergilemesini beklemektedir.
- Sabrina Carpenter – Please Please Please (Türkçe çeviri)
- Fleetwood Mac – Dreams – Türkçe şarkı sözleri
- Rammstein – Schwarz – Şarkı sözleri ve Türkçe çevirisi
- Rammstein – Ausländer – Sözleri ve Türkçe çevirisi
- Rammstein – Sonne – Şarkı sözleri ve Türkçe çevirisi
I tell them it’s just your culture
And everyone rolls their eyes
Yeah I know
Sanatçı, sevgilisinin davranışlarını kültürel farklılıklarla açıklamaya çalışır, ancak etrafındaki insanlar bu durumu anlayışla karşılamaz. Bu, sanatçının sevgilisinin farklı davranışlarını savunmak için kültürel farklılıkları bir bahane olarak kullandığını gösterir. Ancak, bu savunma etrafındakiler tarafından kabul görmez ve göz devirmeleriyle karşılanır. Sanatçı, bu durumun farkında olmasına rağmen sevgilisini savunmaya devam eder.
All I’m asking baby
Please please please don’t prove I’m right
Please please please
Don’t bring me to tears when I just did my makeup so nice
Sanatçı, sevgilisinden onu hayal kırıklığına uğratmamasını ve endişelerinin doğru çıkmamasını ister. Makyajını yeni yapmışken onu ağlatmamasını rica eder. Bu, sanatçının hem duygusal hem de fiziksel olarak incinmekten korktuğunu gösterir. Şarkının bu kısmı, sanatçının sevgilisinden beklentilerini ve bu beklentilerin karşılanmaması durumunda yaşayacağı duygusal zararı vurgular. Kalp kırıklığının bir şey olduğunu, ancak egosuna zarar vermenin başka bir şey olduğunu belirterek, sevgilisinden onu utandırmamasını ister.
Şarkı sözleri ve Türkçe çevirisi
I know I have good judgement | İyi bir yargıya sahip olduğumu biliyorum |
I know I have good taste | İyi bir zevkim olduğunu biliyorum |
It’s funny and it’s ironic | Komik ve ironik olan şu ki |
That only I feel that way | Bunu sadece ben böyle hissediyorum |
I promise ‘em that you’re different | Herkese senin farklı olduğunu söylüyorum |
And everyone makes mistakes | Ve herkes hata yapar diyorum |
But just don’t | Ama sadece yapma |
I heard that you’re an actor | Bir oyuncu olduğunu duydum |
So act like a stand up guy | O zaman dürüst biri gibi davran |
Whatever devils inside you | İçindeki şeytan her kimse |
Don’t let him out tonight | Bu gece onu dışarı çıkarma |
I tell them it’s just your culture | Herkese bunun sadece senin kültürün olduğunu söylüyorum |
And everyone rolls their eyes | Ve herkes gözlerini devriyor |
Yeah I know | Evet, biliyorum |
All I’m asking baby | Tek istediğim bebeğim |
Please please please don’t prove I’m right | Lütfen, lütfen, lütfen haklı olduğumu kanıtlamaman |
Please please please | Lütfen, lütfen, lütfen |
Don’t bring me to tears when I just did my makeup so nice | Makyajımı yeni yapmışken beni ağlatma |
Heartbreak is one thing | Kalp kırıklığı bir şeydir |
My egos another | Egoma zarar vermek başka |
I beg you don’t embarass me | Sana yalvarıyorum, beni utandırma |
Mother fucker ahhh | Ana… sik… ahhh |
Please please please | Lütfen, lütfen, lütfen |
Well I have a fun idea babe | Eğlenceli bir fikrim var bebeğim |
Maybe just stay inside | Belki sadece evde kalırız |
I know you’re craving some fresh air | Biraz temiz hava almak istediğini biliyorum |
But the ceiling fan is so nice | Ama tavan vantilatörü çok hoş |
And we could live so happily | Çok mutlu yaşayabiliriz |
If no one knows that you’re with me | Kimse birlikte olduğumuzu bilmezse |
I’m just kidding | Sadece şaka yapıyorum |
But really | Ama gerçekten |
Kinda | Biraz da olsa |
Really | Gerçekten |
Really | Gerçekten |
Please please please don’t prove I’m right | Lütfen, lütfen, lütfen haklı olduğumu kanıtlama |
Please please please | Lütfen, lütfen, lütfen |
Don’t bring me to tears when I just did my makeup so nice | Makyajımı yeni yapmışken beni ağlatma |
Heartbreak is one thing | Kalp kırıklığı bir şeydir |
My egos another | Egoma zarar vermek başka |
I beg you don’t embarass me | Sana yalvarıyorum, beni utandırma |
Mother fucker ahhh | Kahrolası ahhh |
Please please please | Lütfen, lütfen, lütfen |
If you wanna go and be stupid | Eğer gidip aptalca şeyler yapmak istiyorsan |
Don’t do it in front of me | Bunu benim önümde yapma |
If you don’t wanna cry to my music | Müziğimle ağlamak istemiyorsan |
Don’t make me hate you prolifically | Beni nefret ettirme |
Please please please | Lütfen, lütfen, lütfen |
Please please please | Lütfen, lütfen, lütfen |
Please | Lütfen |
Please | Lütfen |
Please | Lütfen |