Cezayir hükümdarı Oruç Reis’in yaşadığı yıllarda sol kolunu kaybettiğini biliyor muydunuz? Gelin sizi bundan beş asır öncesine, Bejaia Savaşı’na götürelim.
Denizler her zaman tehlikelidir. Özellikle de insan gücüne ihtiyacın bu denli ihtiyaç duyulduğu bir asırda. 15. ve 16. yüzyıllarda Akdeniz coğrafyasına damgasını vuran Türk korsancılar ticari gemiler ve kadırga tipli savaş gemileri kullanıyordu. Bu kadırgalar malların taşınmasında, savaşların yapılmasında ve gaza faaliyetlerinin düzenlenmesinde kritik bir öneme sahipti.
1500’lü yıllarda Oruç Reis’in Akdeniz’deki namını duymayan hemen hemen kalmamıştı. 1510’da Sicilya’daki Cape Passero’ya düzenlenen baskın, 1511’de Reggio Calabria’daki yağma faaliyeti Oruç Reis’in İspanyollar arasında dahi popülerlik kazanmasına yol açmıştı. Ancak Oruç Reis için önemli bir dönüm noktası 1514 yılında gerçekleşti.
Bicaye Muharebesi
Bicaye Cezayir’de stratejik öneme sahip bir kalenin ismidir. Arapça’da (بِجَايَة), İngilizce’de Béjaïa olarak da bilinir. 1514 yılında Oruç Reis, Hızır ve Yahyâ reisler ilkbahar aylarında denize açıldı. Önce Sardunya adası açıklarında bir korsan gemisini ve ardından buğday yüklü bir Ceneviz korsan gemisini ele geçirerek 150 kişiyi esir ettiler.
Daha sonra kumaş yüklü büyük bir kalyonu zaptedip Tunus’a götürdüler. Oruç Reis, ikinci seferinde Deli Mehmed Reis ile birlikte dört gemilik bir filo ile İspanya taraflarına yelken açtı. Burada asker yüklü bir kalyonla giriştiği zorlu çatışmada yaralanmasına rağmen galip geldi. Artık Oruç Reis ve kardeşinin ünü Batı Akdeniz ülkelerinde yayılmıştı.
Bicaye’nin sürgündeki hükümdarı Barbaros kardeşleri İspanyolları kovmak üzere Cezayir’e davet etti. Bicâye Kalesi civarında savaşa tutuştuğu on korsan gemisinden dördünü Hızır Reis’in yardımıyla ele geçiren Oruç Reis bu savaşta bir top ateşiyle ağır şekilde yaralandı ve sol kolunu kaybetti. Kaynaklarda bu olayın, ona eksik uzvunun yerine kullandığı gümüş protez cihazdan dolayı Gümüş Kol lakabı kazandırdığı ifade edilir. Oruç Reis 1518’de hayatını kaybedene kadar bu gümüş kolla, korsan filmlerinde sıklıkla rastladığımız kurgusal karakterleri andıran bir görünüşe sahip olmuştur. Ancak ilginç bir şekilde yaşadığı dönemde bu görüntüsünü hayali de olsa resmeden hiçbir ressama rastlanmamıştır.