Cumartesi, Mayıs 18, 2024

Kenny Rogers – The Gambler Şarkı Sözleri (Türkçe Çevirisiyle)

Share

Army of the Dead (Ölüler Ordusu) filmiyle gündeme gelen Kenny Rogers’ın The Gambler şarkısının Türkçe çevirisi… Kenny Rogers’ın 1978 yılının sonlarında yayınlanan The Gambler şarkısının sözleri ve Türkçe çevirisi merak ediliyor.

Bobby Bare Shel Silverstein’in ısrarlarıyla Bare albümüne The Gambler şarkısını eklemek için iki yıl boyunca Nashville’de çalıştı. Şarkı ilk olarak 15 Kasım 1978 tarihinde yayınlandı.

Kenny Rogers – The Gambler Şarkı Sözleri (Türkçe çevirisiyle birlikte)

On a warm summer’s evening
(Ilık bir yaz akşamında

On a train bound for nowhere
(Hiçbir yere gitmeyen bir trende)

I met up with the gambler
(Kumarbazla tanıştım)

We were both too tired to sleep
İkimiz de bitkin düşmüştük

So we took turns a-starin’
(Böylece gözlerimizi yıldızlara çevirdik)

Out the window at the darkness
(Pencerenin dışındaki karanlığa)

The boredom overtook us
(Can sıkıntısı ruhumuzu sardı)

And he began to speak
(Ve konuşmaya başladı)

He said, “Son, I’ve made a life
(“Bir hayat kurdum evlat” dedi.)

Out of readin’ people’s faces
İnsanların yüzlerini okumak (gerçek yüzünü görmek) dışında

Knowin’ what the cards were
Kartların ne olduğunu bilerek

By the way they held their eyes
Bu sırada gözlerini kaçırdılar

So if you don’t mind my sayin’
(Yani eğer söylediklerimi umursamıyorsan)

I can see you’re out of aces
(Asların bittiğini görebiliyorum)

For a taste of your whiskey
(Viskinin tadı için)

I’ll give you some advice”
(Sana biraz tavsiye vereceğim)

So I handed him my bottle
(Bu yüzden ona şişemi verdim.)

And he drank down my last swallow
(Ve son yudumumu içti)

Then he bummed a cigarette
(Sonra bir sigara yaktı)

And asked me for a light
(Ve benden -sigarasını yakmak için- bir ateş istedi.)

And the night got deathly quiet
(Ve gece ölümcül bir sessizliğe büründü)

And his face lost all expression
(Ve yüzü tüm ifade biçimini kaybetti)

Said, “If you’re gonna play the game, boy
(“Eğer oyun oynayacaksan, evlat” dedi)

You gotta learn to play it right
(“Doğru oynamayı öğrenmelisin”)

You’ve got to know when to hold ’em
(“Kartları ne zaman tutacağını bilmelisin”)

Know when to fold ’em
(“Ne zaman bükeceğini öğrenmelisin”)

Know when to walk away
(“Ne zaman uzaklaşacağını bilmelisin”)

And know when to run
(“Ve ne zaman koşacağından emin olmalısın”)

Daha fazla okuyun

Yeni İçerikler