Have/has + had, İngilizce’de kullanılan birleşik bir fiil zamanıdır ve birçok kişi için kafa karıştırıcı olabilir. Ancak, bu yapıyı doğru bir şekilde kullanmak İngilizce konuşma ve yazma becerilerinizin gelişmesine yardımcı olabilir. Bu nedenle, bu yazıda “have/has + had” yapısının nasıl kullanılacağına ve farklı zaman dilimleri için nasıl kullanılabileceğine dair bir inceleme yapacağız. Bu şekilde, İngilizce dilbilgisi konusunda daha fazla özgüven kazanabilir ve daha akıcı bir şekilde iletişim kurabilirsiniz.
have/has had kullanımı
“have/has had” birleşik bir fiil zamanıdır ve İngilizce’de geçmiş zamanın bir türünü ifade eder. Bu yapı, “have” yardımcı fiilinin (“has” veya “had” şeklinde) ve “had” fiilinin üçüncü hali ile oluşturulur.
“Have had”, geçmişteki bir deneyim, olay veya durum hakkında konuşmak için kullanılır. Bu yapı, “bir şeyi yapmış veya yaşamış olmak” anlamına gelir ve geçmişteki bir zamana atıfta bulunur. Örneğin:
- I have had a headache all day. (Bugün başım ağrıyor.)
- She has had many different jobs in her career. (Kariyeri boyunca birçok farklı iş yapmıştı.)
- We have had some difficult times, but we’ve always managed to get through them. (Zor zamanlarımız oldu ama her zaman üstesinden geldik.)
Ayrıca, “have had” yapıldığı zaman dilimine göre farklı anlamlar taşıyabilir. Örneğin:
- Geçmiş zaman için: I have had a headache all day yesterday. (Dün bütün gün başım ağrıdı.)
- Şimdiki zaman için: I have had a headache all day today. (Bugün bütün gün başım ağrıyor.)
- Şimdiki zamandan önce biten bir eylem için: By the time we arrived, he had already had his breakfast. (Oraya vardığımızda, o zaten kahvaltısını yapmıştı.)
“Have had” yapıları ayrıca, bir şeyin sonucunu veya etkisini belirtmek için de kullanılabilir. Örneğin:
- I have had enough of this nonsense. (Bu saçmalıktan yeterince sıkıldım.)
- She has had a positive impact on the company’s growth. (Şirketin büyümesine olumlu bir etkisi oldu.)
- We have had a lot of rain this year. (Bu yıl çok yağmur yağdı.)