Cumartesi, Mayıs 18, 2024

Abdülhamid II

Share

Abdülhamid II (d. 21 Eylül 1842 İstanbul – ö. 10 Şubat 1918 İstanbul) tarihleri arasında yaşamış 34. Osmanlı padişahıdır.

Saltanatı döneminde Osmanlı Devleti Balkanlar ve bazı bölgelerde çıkan isyanlarla uğraştı ve Rusya’ya karşı 93 Harbinde yenilgi yaşadı. 1876’da tahta çıktı ve 31 Mart Vakası’ndan kısa bir süre sonraya, 27 Nisan 1909 tarihine kadar 33 yıl boyunca tahtta kaldı. Meşrutiyet yanlısı Genç Osmanlılar ile yaptığı anlaşma sonucunda 23 Aralık 1876’da ilk Osmanlı anayasasını ilan etti ve böylece ülkenin demokratikleşme sürecini destekleyeceği izlenimini verdi. Ancak kısa bir süre sonra yaşadığı anlaşmazlıkları öne sürerek 1878’de meclisi kapattı. Meclisi kapattıktan sonra gücünü pekiştirerek mutlak hakimiyetini başlattı.

Bir taraf için veli mesabesinde bir “Ulu Hakan” diğer taraf için ise istibdadın zatında müşahhas hale geldiği “Kızıl Sultan’dır.”

Osmanlı İmparatorluğu’nun modernleşmesine yönelik çabalar Abdülhamid Han tarafından devam ettirildi. Bürokraside yapılan reformların yanı sıra Rumeli Demiryolu ve Anadolu Demiryolunun uzatılması ile Bağdat Demiryolu ve Hicaz Demiryolunun inşası gibi projeler bu dönemde yapıldı. Bu demiryolları ve telgraf sistemleri Alman firmalar tarafından geliştirildi.

1898’de modern anlamda ilk yerel hukuk fakültesi açıldı, ayrıca nüfusun kayıt altına alınması ve basın üzerindeki baskının artması sağlandı. Bu dönemin reformlarında eğitime geniş yer ayrıldı: hukuk, sanat, ticaret, inşaat mühendisliği, veteriner, gümrük, tarım ve dil okulları dahil olmak üzere birçok mesleki okul kuruldu. Kendisi 1881’de İstanbul Üniversitesi’ni kapatsa da 1900’de yeniden açılmasına karar verdi, imparatorluk genelinde ilk, orta ve askerî okullardan oluşan eğitim ağını genişletti. Osmanlı İmparatorluğu’nun bu dönemlerdeki batık ekonomisi Abdülhamid’in saltanatının ilk yıllarında Düyûn-ı Umûmiye’nin kurulmasına yol açtı.

II. Abdülhamid, Sultan Abdülmecid’in Tirimüjgan Kadın Efendi’den olan oğludur. 21 Eylül 1842 yılında, Osmanlı İmparatorluğu’nun başkenti İstanbul’da, Topkapı Sarayı’nda dünyaya geldi. Henüz 10 yaşındayken annesi Tirimüjgan Sultan ölünce bakımını Abdülmecid’in diğer çocuksuz eşi Piristû Kadın Efendi üstlendi. Piristû Kadın Efendi, Abdülhamid’i kendi çocuğu gibi büyüttü. Babasının ölümünden sonra yerine tahta geçen amcası Abdülaziz, diğer şehzadelerle birlikte Abdülhamid’in eğitimiyle de yakından ilgilendi.

Abdülhamid Han kendisinden önceki diğer padişahların aksine şehzadeliği sırasında yurtdışı ziyaretlerine çıkmış, tahta çıkmasından 9 yıl önce amcası Sultan Abdülaziz’in 1867 yılında çıktığı Avrupa gezisinde amcasına refakat etmiştir. Bu gezide 30 Haziran – 10 Temmuz 1867 tarihlerinde Paris, 12 – 23 Temmuz 1867 tarihlerinde Londra, 28 – 30 Temmuz 1867 tarihlerinde Viyana ziyaretlerinde bulunmuş, 21 Haziran 1867’de henüz 24 yaşında iken İstanbul’dan başlayan yolculukları, bu şehirlerin dışında diğer Avrupa başkentleri ve önemli şehirleri de ziyaret edildikten sonra 7 Ağustos 1867 tarihinde yeniden İstanbul’da sona ermiştir.

Tahta Çıkışı ve I. Meşrutiyet

Amcası Abdülaziz’in 1876’da tahttan indirilmesi ve şüpheli şartlarda ölümü, ağabeyi V. Murat’ın tahta geçirildikten üç ay sonra ruhi çöküntü geçirdiği iddiasıyla tahttan indirilerek Çırağan Sarayı’na hapsedilmesi olaylarına şahit oldu. 31 Ağustos 1876’da padişah ilân edildi ve 7 Eylül günü Eyüp’te kılıç kuşandı.

Abdülhamid Han tahta çıktığında Osmanlı İmparatorluğu büyük bir buhrandaydı. 1871’de Âli Paşa’nın ölümünden sonra saray ile Bâb-ı Âli arasındaki çekişme alevlenmiş, 1875’te devlet, borçlarını ödeyemez hâle düşerek Muharrem Kararnamesi ile moratoryum ilan etmiş, Rusya’nın başını çektiği Panslavizm akımının etkisiyle Balkanlar’da millî isyanlar baş göstermişti. Yurt içinde meşrutiyet yanlısı görüşler güçleniyor, hatta padişahlığın tasfiyesiyle cumhuriyet ilânı fikri tartışmaya açılıyordu. Ağabeyinin yerine tahta geçirildikten sonra her iki saltanat değişiminin mimarı olan Midhat Paşa’yı sadrazam yaptı.

Abdülhamid Han, tahta geçmeden Mithat Paşa’ya verdiği taahhüt uyarınca 23 Aralık 1876’da ilk Osmanlı anayasası olan Kanun-ı Esasî’yi ilan etti. Meclis-i Mebûsan ve Âyan Meclisi üyelerinden oluşan ilk meclis Meclis-i Umumi, 19 Mart 1877’de açıldı. Böylece I. Meşrutiyet dönemi başladı. Padişah ile meclisin ülkeyi birlikte yönetmesi ilkesine dayanan anayasal monarşi sistemine geçilmesi ile birlikte, yargı bağımsızlığı ve temel hakların anayasada teminat altına alınmasına rağmen, esas hâkimiyet padişahın kalmıştı. Abdülhamid, Kanun-ı Esasî’nin 113. maddesiyle kendisine tanınan “idari sürgün yetkisini” kullanarak daha meclis toplanmadan Midhat Paşa’yı sürgüne yolladı.

12 Nisan’ı 13 Nisan’a bağlayan gece, Taksim Kışlası’ndaki Avcı Tabur’una bağlı askerler subaylarına karşı ayaklanarak kendilerine önderlik eden din adamlarının peşinde Heyet-i Mebusan’ın önünde toplandılar ve ülkenin şeriata göre yönetilmesini istediler. Hüseyin Hilmi Paşa hükûmeti isyancılarla uzlaşma yolunu seçti ve hükûmet üyeleri tek tek istifa etti.

İsyan, Heyet-i Mebusan üzerinde de etkili oldu. O gün İttihat ve Terakkî üyesi mebuslar, can güvenlikleri olmadığı için meclise gitmedi. Bazıları İstanbul’dan uzaklaşırken bazıları da şehir içinde saklandı. Bu arada isyancılar, İttihatçı subaylarla mebusları buldukları yerde öldürüyorlardı. Hükûmetin ve meclisin etkisiz kalmasıyla II. Abdülhamid yeniden duruma hâkim oldu. İsyanı başlatan muhalefet ise herhangi bir programdan mahrum olduğundan önderliği elde edemedi.

İttihat ve Terakkî, asıl güç merkezi olan Selanik’teki 3. Ordu’yu harekete geçirdi. Böylece isyanı bastırmak üzere Hareket Ordusu kuruldu. İsyancılar 23 Nisan’ı 24 Nisan’a bağlayan gece İstanbul’a girmeye başlayan Hareket Ordusu’na başarısız bir direniş çabasından sonra teslim oldular. Heyet-i Mebusan ve Heyet-i Âyan da bir gece önce Yeşilköy’de toplanarak Hareket Ordusu’nun girişiminin meşruluğunu tasdik etti.

İsyanın bastırılmasından sonra sıkıyönetim ilan edildi ve isyancıların önderleri divan-ı harpte yargılanarak ölüm cezasına çarptırıldılar. Muhalefet hareketi önemli kayıplara uğradı. Ama en önemli gelişme, Meclis-i Umumî Millî adı altında birlikte toplanan Heyet-i Mebusan ve Heyet-i Ayan’ın 27 Nisan’da II. Abdülhamid’in tahttan indirilmesini, yerine V. Mehmed’in geçirilmesini kararlaştırmasıydı. Ayrıca II. Abdülhamid’in İstanbul’da kalması da mahzurlu bulunarak Selanik’te oturması münasip görüldü. Divan-ı Harp, II. Abdülhamid’i yargılamak istediyse de yeni kurulan Hüseyin Hilmi Paşa hükûmeti bunu kabul etmedi.

Üç sene Selanik’teki Alatini Köşkü’nde ev hapsinde tutuldu. Bu sırada, köşke gittiğinde yatacak yatak bulunmaması gibi sıkıntılarla karşılaştı. II. Abdülhamid 1912’de İstanbul’daki Beylerbeyi Sarayı’na getirildi. 10 Şubat 1918’de İstanbul’da öldü. Mezarı, büyük babası için Divan Yolu’nda yaptırılmış Sultan II. Mahmut Türbesi’nde bulunmaktadır.

II. Abdülhamid’in padişahlığı döneminde sosyal, kültürel ve ekonomik gelişmelerden bazıları şunlardı;

  • Mülkiye (Siyasal Bilgiler), Fakülte düzeyine
    getirilerek açıldı.
  • Memurlara sicil tutulmaya başlandı.
  • Eski Eserler Müzesi açıldı.
  • Hukuk Fakültesi açıldı.
  • Divan-ı Muhasebat (Sayıştay) kuruldu.
  • Güzel Sanatlar Fakültesi açıldı.
  • Ticaret Fakültesi açıldı.
  • Yüksek Mühendislik Fakültesi açıldı.
  • Dârülmuallimât (Kız Öğretmen Okulu) açıldı.
  • Terkos Suyu hizmete girdi.
  • Bütün yurtta İdadiler (Lise) açılmaya başlandı.
  • Ziraat Bankası kuruldu.
  • Bursa’da İpekhane açıldı.
  • Halkalı Ziraat ve Veterinerlik Fakülteleri
    (Halkalı Ziraat ve Baytar Mekteb-i Âlisi) açıldı.
  • Bursa Demiryolu hizmete girdi.
  • Aşiret Okulu açıldı.
  • Bütün yurtta Rüşdiyeler (Ortaokul) açılmaya
    başlandı.
  • Kudüs Demiryolu hizmete girdi.
  • Ankara Demiryolu hizmete girdi.
  • Hamidiye Kâğıt Fabrikası kuruldu.
  • Kadıköy Gazhanesi kuruldu.
  • Beyrut’ta liman ve rıhtım inşa edildi.
  • Osmanlı Sigorta Şirketi (Osmanlı Umum Sigorta
    Şirketi) kuruldu.
  • Kadıköy Su Tesisatı hizmete girdi.
  • Selanik-Manastır Demiryolu hizmete girdi.
  • Şam Demiryolu hizmete girdi.
  • Eskişehir-Kütahya Demiryolu hizmete girdi.
  • Galata Rıhtımı inşa edildi.
  • Beyrut Demiryolu hizmete girdi.
  • Darülaceze (Kimsesizler yurdu) hizmete girdi.
  • Mum Fabrikası kuruldu.
  • Afyon-Konya Demiryolu hizmete girdi.
  • Sakız Adası’nda Liman ve Rıhtım inşa edildi.
  • İstanbul-Selanik Demiryolu hizmete girdi.
  • Tuna Nehri’nde Demirkapı Kanalı açıldı.
  • Şam-Halep Demiryolu hizmete girdi.
  • Şişli Etfal Hastanesi hizmete girdi.
  • Hicaz Telgraf hattı kuruldu.
  • Hama Demiryolu hizmete girdi.
  • Basra-Hindistan Telgraf hattı Beyoğlu’na
    bağlandı.
  • Hamidiye Suyu hizmete girdi.
  • Selanik’te Liman ve Rıhtım inşa edildi.
  • Haydarpaşa Liman ve Rıhtımı inşa edildi.
  • Maden Fakültesi açıldı.
  • Şam Tıp Fakültesi açıldı.
  • Haydarpaşa Askeri Tıp Fakültesi açıldı.
  • Trablus-Bingazi Telgraf hattı kuruldu.
  • Konya Ereğlisi’nde demiryolu hizmete girdi.
  • Trablus Telsiz İstasyonu kuruldu.
  • Bütün yurtta Telsiz İstasyonları kuruldu.
  • Medine Telgraf Hattı kuruldu.
  • Şam’da Elektrikli tramvay hizmete girdi.
  • Hicaz Demiryolu hizmete girdi. 27 Ağustos’ta
    İstanbul’dan kalkan tren, 3 gün sonra Medine’ye ulaştı.

Daha fazla okuyun

Yeni İçerikler